Tren yolculuklarının başka hiçbir şeye benzemeyen bir çekiciliği olduğu kesin. Meşakkatli ama büyülü gibidirler. Sanki birbirini hiç tanımayan yolcuları bile mutlaka birbirlerine yaklaştırırlar; hatta kimi zaman yolculukla birlikte sona ermeyen ilişkiler bile doğururlar.
Gün Doğmadan (Before Sunrise)
Künye
Yönetmen: Richard Linklater
Senaryo: Richard Linklater, Kim Krizan
Yapım Yılı: 1995
Oyuncular: Ethan Hawk, Julie Delpy
Konu: Bir tren yolculuğu sırasında tanışıp kendilerini bir geceden fazla süremeyecek aşk dolu bir ilişkiye girmekten alıkoyamayan bir genç adam ile bir genç kadının öyküsü.
Ödüller: Cannes Film Festivali Yönetmenlik Dalında Gümüş Ayı ödülü
ImdB: 8.1
Özellikleri: Çok beğenildiği için Before Sunset (Gün Batımından Önce) ve Before Midnight (Gece Yarısından Önce) adlı iki devam filmi de çekilmiş.
Alıntı: “Hayatta yaptığımız her şey birazcık daha fazla sevilmek için değil mi?”
Kimi zaman kaçmak, kimi zaman da bulup zenginleşmek için gitmek ister insan. Bir şeylerin bir yerlerde kendisini beklediğine inanır bazen, acılı da olsa uzak diyarların bazı kaderlerini paylaşması gerektiğini düşünür. Tıpkı Turgut Uyar gibi…
UZAK KADERLER İÇİN
Birgün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
…………………………………………………..
Bir gün alıp başımı gideceğim
-Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar…
-Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
………………………………………………..
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam…
……………………………………………………
Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
Yola çıkmalar bazen de kırgınlık ve bıkkınlıkları geride bırakmak için tasarlanır. Bu noktaya gelindiğinde gitmeyi bilmek de bir beceridir ve her gidiş insana yeni ufuklar açar
Fevgo – Harris Aleksiou
Gidiyorum
Bazen gündüzleri düşler görürdüm,
Şimdi benim yolum daha ileri gitmiyor,
Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Bir zamanlar gözlerindeki güneşten bakardım
Ve bu güneş beni parçalara bölerdi
Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Şimdi yağmur yağsa da gökyüzü beni korkutmuyor,
Şimdi umutlarımın kimliği yok,
Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Gidiyorum, gidiyorum ve kalbimi de alıyorum,
Bir şarkıyı da yol arkadaşı yapıyor, gidiyorum, gidiyorum.
Gidiyorum ve enkazı arkamda bırakıyorum,
Hastalıklı ve kaba insanları, gidiyorum, gidiyorum,
Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Artık yalanlara batmaya katlanamıyorum.
Şimdi anladım bir bohça olduğumu.
Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Hayatımı ölçülerin dışında yaşamak istiyorum.
Şimdi kalbim taş gibi sertleşirken,
Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Şimdi insanlar ve sesler beni korkutmuyor.
Şimdi ellerim bir sözü oyuyorlar,
Gidiyorum, şimdi gidiyorum. Gidiyorum, şimdi gidiyorum.
Rambrandt’ın henüz 29 yaşındayken tamamladığı ilk eseri. Boston’da sergilendiği müzeden çalındığı için şu anda kayıp durumda. Resim İsrail’deki Teberiye (Galile) gölü üzerinde tekne ile yapılan bir yolculuğu anlatmakta. İncil’deki bir öyküyü, havarileri tekneyi kontrol etmeye çalışırken İsa’nın denizi sakinleştirerek mucizelerinden birisini gerçekleştirmesini, gösteriyor.
Galilee Denizinde Fırtına – Rambrandt van Rijn – 1633
Mîna Urgan Bir Dinozorun Anıları’nı yazarken kitabının bu kadar çok okunacağını hiç beklemiyor, “Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki…” diyordu. Ama öyle olmadı. Yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen İngiliz Edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi.
……………………………
Türkiye şimdi de onun yeni kitabı Bir Dinozorun Gezileri ile yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yapacak. “Dinozorca” yani az parayla, tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okuyacak, okurken düşünecek, yeryüzünü ve kendini tanıyıp öğrenecek, sevecek.
Bir Dinazor’un Gezileri
Yazar: Mina Urgan
İlk Baskı Yılı: 1999
Ana Karakterler: Mina Urgan
Konusu: İngiliz edebiyatı Prof. Mina Urgan’ın dünyanın çeşitli bölgelerine yaptığı seyahatlerin öyküleri.
Özellikleri: 104 baskıdan fazla baskı yapmış olmasıyla ünlü.
Güzin Yalın
