Et, balık, Uzak Doğu, Türk mutfağı, tüm Dünya lezzetleri ne yemek isterseniz en iyisini bulabileceğiniz uzun restoran önerilerine her yerde rastlayabilirsiniz. Yerini bulmakta güçlük çektiğimiz restoranlara bayılırım. Hiç tahmin etmediğiniz bir yerde sessiz, sakince bekliyor olurlar, içeri girince, bir hayrete kapılma, şaşkınlık, etrafa bakınma ve sonrası lezzet şöleni. İçlerinden bir tanesi ile ilgili deneyimimi ek not olarak paylaşmak istedim.
Amsterdam’ın eski kereste limanı Houthaven’da, şimdilerde tiyatro, sanat atölyeleri gibi etkinlik alanı olarak kullanılan, tavanları, merdivenleri, kapıları ve her şeyiyle mimari stili çok özel, kiremitle kaplı müthiş tarihi bir antrepo/ambar binasının üçüncü katında BAK Restoran. Kapısının önüne gelene kadar acaba doğru yerde miyiz hissi kaplıyor insanın içini. Yazıları okumaya çalışmak ve anlamak hiç kolay değil Hollanda’da, malum Dutch zor ve değişik bir dil. BAK, kap demekmiş sanırım büyük bir kap çünkü sözlükte konteyner olarak da geçiyor.
Michelin Guide’da yer alan BAK’ın şefi Benny Blisto’nun tadım menüsünden beş çeşit olanı seçtik biz. Hepsi şık, hepsi lezzetli, Amsterdam’daki tüm restoranlarda olduğu gibi ekmek ve tereyağı baş rolde, ilk yediğimiz tabak biraz fazla şaşırtıcıydı, soğan turşusunun altında kabak çekirdeği ve kahvenin zeytinyağı ile püre haline getirilmesinden ortaya çıkan lezzete inanamadım.
Kuru fasulyelerin tabakta hardal tohumlu, reyhan yaprakları ve minik doğranmış taze soğanlı hali piyaza benziyordu. Nanegillerden imiş bizim asma yaprağı gibi büyük bir yaprağa sardıkları mantar ve peyniri, ayrıca getirilen sosa batırarak yiyorsunuz, mümkünse parmaklarınızı kullanarak..Rengarenk sebzeler, turşular, köpükler ile önce göz zevkinizi okşuyor tabaklar, sonra damak tadınızı. En büyük hoşluklardan biri de masanın altından çıkan bir çekmecede bulunan çatal bıçaklar, arzu ettiğiniz sürece kendiniz değiştiriyorsunuz. Etik tedariğin önemsendiği menülerine ilave olarak bu da fazla su tüketimini önlemek için iyi bir fikir.
Tatlıya da pek önem vermemişler, susuz komposto gibi birkaç meyve parçası ve meraklısına karamel şeker ikram ediyorlar. Menü tasarımı restoranın sanatçı sahibesine ait, kök bitkilerin çizimleri zaten sanatla dolu olan binanın üçüncü kat koridorunda sergileniyor.
Velhasıl, gidilirse görülmeye ve anlatılmaya değer buldum, anlattım.
Selda Güleç