Georges Brassens

17 Mayıs 2024

 

Şair, söz yazarı, besteci, yorumcu Georges Brassens; Leo Ferré, Jacques Brel ve Jean Ferrat ile birlikte Fransız şansonunun altın çağını başlatan sanatçılardan biridir. İki yüzden fazla şanson bestesi, özenle yazılmış şiirsel sözler onu kaleminden çıkmıştır.

Brassens, 1921’de Fransa’nın Occitane bölgesine bağlı bir Akdeniz kasabası olan Sète’de dünyaya gelir. Radyodan dinlediği şarkı sözlerini bir deftere not edip daha sonra arkadaş meclislerinde hep birlikte söyleyen İtalyan kökenli koyu katolik bir anne ile duvar işçiliği olan mesleği nedeniyle çalışırken şarkı söyleyen barışçıl, cömert ve özgür düşünceli bir babanın oğludur. Okul yıllarında fransızca hocası sayesinde Verlaine, Rimbaud gibi şairlerle tanışır ve şiire ilgi duymaya başlar.

On altı yaşına geldiğinde arkadaşlarıyla kötü bir maceraya atılır, cep harçlığı için kurbanları yakınları olan birkaç hırsızlık gerçekleştirirler. Yakalandıklarında onu karakoldan almaya gelen babası oğlunu eleştirmez, hiçbir şey söylemeden eve getirir. O bundan çok etkilenir, Yıllar sonra Les Quatres Bacheliers (Dört Yeni Yetme) adlı şarkısında babasını bu davranışı nedeniyle över ancak ona olan saygısından şarkıyı ancak o öldükten sonra seslendirir. Bu kötü macera 1939’da ertelenen bir hapis cezasıyla son bulur ama o bir daha okula dönmez.

Aynı yılın Eylül ayında ülkesi Almanya’ya savaş ilan eder. Ebeveynlerini ikna ederek adının kötüye çıktığı Sète’i terk eder, şansını Paris’te arayacaktır. Yaşlı teyzesinin yanına  yerleşir, Renault fabrikalarında çalışmaya başlarsa da bu uzun sürmez, fabrika bombalanır. Paris işgal edilince yeni iş araması anlamsızlaşır çünkü artık herkes işgalci için çalıştırılmaktadır. Ancak ertesi yıl Paris’ten Almanya’ya, Berlin yakınlarındaki zorunlu çalışma kampına götürülür. Uçak motorları yapan bir fabrikada çalıştırılır. Kamp arkadaşlarını eğlendirmek için basit şarkılar yazarken bir yandan da kitaplara gömülür. Orada yaşam boyu sürecek dostluklar kurar. Ağır bir hastalık nedeniyle birkaç günlüğüne Paris’e gönderildiğinde bir daha Almanya’ya geri dönmez. Kaçak yaşamak ve gestapodan saklanmak zorundadır. Teyzesinin evi buna uygun değildir. Yakalanmamak için 14. Bölgedeki, şimdi kendi adıyla anılan Florimont çıkmazında işçi çift Jeanne ve Marcel’in alçakgönüllü evlerinde saklanır. Evde gaz ve elektrik yoktur. Soğuk suyla yıkanıp, batan güneşle yatıp, doğan güneşle kalkmaktadır. Evin küçük avlusu adeta hayvanat bahçesidir:  kediler, köpekler, kanaryalar, kaplumbağalar… Bu ortamda eski bir banjo ile besteler yapar. Ev sahiplerinin ona gösterdikleri cömertliği Jeanne ve Chanson pour L’auvergnat (Auvergne’li için Şanson) gibi şarkılarında minnet dolu sözlerle dile getirecektir.

Fransa işgalden kurtulduktan sonra da 1966 yılına kadar bu çiftin yanında yaşamaya devam eder. Jeanne’ın yardımıyla aldığı gitarı çalmayı öğrenir, şarkılar besteler, edebiyatla ilgilenmeyi sürdürür. Her gün gittiği belediye kütüphanesinde yalnızca şairlerin şiirlerini okumakla yetinmez, onların yazma tekniklerini araştırır. Kendi kendini yetiştirerek, ilk şiirlerini yazar. Savaş sonrası Paris’i Brassens’in yaşamını değiştirecek birçok rastlantının mekânıdır.

1948’de yaşamının sonuna dek “ezeli nişanlısı” olarak kalacak olan Estonya kökenli, kendinden on yaş büyük Joha Heyman’la tanışır. J’ai rendez-vous avec vous (Sizinle Randevum Var), Je me suis fait tout petit (Kendimi Küçücük Yaptım), Le non-demande en marriage (Evlilik İstememe) gibi ünlü şansonlarını onun için yazar.   Ellili yılların başlarında ilk kez sahneye çıksa da başarısız olur. 1952’de onu “yörüngesine oturtan” Patachou olur. Bu ünlü şarkıcı kadın Montmartre’daki kabaresinde sahneye çıkması için onunla anlaşır, birçok şarkısını satın alır ve ona “bir yıl içerisinde benden daha meşhur olacaksın” der. Gerçekten de 1953 Ekiminde adı ünlü müzikhol Bobino’nun afişlerinin en tepesindedir. Bu arada ilk kırkbeşlik taş plağını kaydeder. Plağın iki yüzünde Le mauvais sujet repenti (Tövbe Eden Kötü Kişi) ve Le Gorille (Goril) parçaları vardır. Plağın radyoda çalınması yasaklanır.

Brassens’in şanson dünyasına girişi bir devrimdir. Her tür sahne gösterisini reddeder. Başlangıçta kendisi için bir handikap gibi gözüken bu durum özgünlüğünün garantisi olur.  Sahnede rol yapmaz, kendisidir: Utangaç, sıkılgan, sakar. Halkla iletişimi ara sıra dudağının kenarındaki bir alçakgönüllü gülümsemeden ibarettir. Üstelik müzikhol kurallarının aksine arkasında bir orkestra da yoktur. Yalnızca bir kontrbas ve bir gitar ona eşlik ediyor olsa da müziği güçlüdür. Ama en çok şarkılarında ele aldığı konular ve tarzıyla şanson dünyasını alt üst eder. Le gorille şarkısında idam cezasına şiddetle karşı çıkar, La mauvaise réputation (Kötü İtibar)da antimilitarist tavır alır, burjuvaları eleştirir. Kendisini ciddiye almaksızın, herhangi bir tez ileri sürmeden her zamanki özgürlükçü ahlak anlayışını şarkılarına yansıtır. En ünlü eserlerinden biri olan Les copains d’abord (Önce Dostlar) dostluğa adanmıştır. Toplumun mahkûm ettiği insanlardan, hırsızlardan, Complainte des filles de joie (Neşe Kızlarının Şikâyeti)  şarkısında olduğu gibi fahişelerden yana tavır alır.

Toplumdaki genel tutumun aksine Brassens aşkın yıkıcı gücüne inanır. Kadının hizmetçiye, erkeğin boynuzluya dönüştüğü evlilik kurumunu reddeder. Acıların kaynağı olan kadınlara karşı tetikte kalır. Une petite fleur (Küçük Çiçek), Putain de toi şarkıları bu tavrını yansıtır.

Portrait Georges Brassens dans l’émission “Numéro un”
Portrait Georges Brassens in the program “Number one” (Photo by JACQUES CHEVRY / Ina / Ina via AFP)

Brassens’in favori konusu ölümdür. Eserlerinde ölüme asla hastalıklı bir romantizmle yaklaşmaz. Çağrışımları ölümü kutsamaz onu ehlileştirmek için dalga geçer. Savaş onun için uğursuz bir maskeli balodan ibarettir. Mourir pour les idées (Fikirler İçin Ölmek) şarkısında olduğu gibi masumları ölüme sürükleyenleri lanetler.

Georges Brassens tüm Fransız halk ozanlarının ve şiir birikiminin mirasçısıdır. V. Hugo, A. De Musset, Lamartine, Verlaine, Rimbaud, Aragon gibi şairler onu etkilemiştir. Kendisine şair denmesinden hoşlanmaz, zanaatkar olmakla yetinir. 1981’deki ölümü bütün Fransa’da ve frankofoni dünyasında büyük yankı uyandırır. Sète’deki aile mezarlığındaki, hiç evlenmediği ve kendisinden on sekiz yıl sonra ölen nişanlısı Joha Heyman’la birlikte yattığı mezarı her yıl elli ila seksen bin kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Kaynaklar:

  • L’encyclopédie de la chanson française, Gilles Verlant, Editions-Hors-Collection, 1997.
  • Georges Brassens, Poèmes et chansons, Editions du Seuil, 1993.
  • https://fr.m.wikipedia.org/wiki/Georges_Brassens.

by gidivermek

Yukarı