Kötülük

20 Aralık 2024

Kötülük iyiliğin karşıtı olup, olumsuzluk içerir. Birçok kültürde kötü davranış, bencillik, fenalık  ve şer anlamındadır. Şer hayrın karşıtıdır. Kötülük kötü güdülerin bileşenidir yani çok değişkenlidir. Bu değişkenler, menfaat, faydacılık, bencillik, cehalet, ihmal içerebilen ve aşırı hırsa bağlı olumsuzluklardır.

Dinsel olarak Tanrı iyiliği, şeytan ise kötülüğü simgeler. Hepimizin ruhsal aygıtında kötülük-iyilik duyguları ve tepkileri vardır. Kötülük G.W.Leibniz’e göre yoksunluktan kaynaklanmaktadır. İnsan vicdanını rahatsız eden ve toplumca olumlu karşılanmayan tepkiler/davranışlar kötülüktür. İngiliz psikolog Simon Baron Cohen “Kötülüğün İlmi” isimli kitabında insanların sergilediği zulmün /kötülüğün kökenini “empati (duyguları anlama ve kendini o kişinin yerine koyma) eksikliğine” bağlar. Cohen’e göre kötülükle ortaya çıkan tepkiler/davranışlar “aşınmış, deforme olmuş empati” sonucu ortaya çıkmaktadır.

İlk beş yılda üstbenliğimiz (süperegomuz) gelişirken aile ve sosyal evreden iyi-kötü, doğru-yanlış, aferin, evet-hayır gibi olumlu ve olumsuz pek çok kavramı öğreniriz. Bu dönemdeki özellikle ahlaki ve sosyal davranışlar bizim dış dünyada onay almamıza dair pek çok veri ile donatılır. Ancak ailedeki rol modellerimiz, ebeveynlerle olan ilişkilerimiz, iletişimlerimiz ve çatışmalarımız da içimizdeki kötülük kavramının gelişmesinde büyük rol oynar.  Kişinin hayat görüşü, aşırı hırslar, rekabet duyguları sosyal ortamlarda onaylanmadığında kıskançlık ve hatta bir adım ilerisinde haset duygusu ile kötülüğü doğurur.

Haset duygusu ise bebekliğimizden itibaren annemizle olan ilişkiye bağlı olarak değişebilir. Kötülük hasetle geliştiğinde içimizdeki nefret duygusu da onlara eşlik edebilir. Ve böylece planlı, kötü bir senaryo ile kötü bir eyleme dönüşür. Bu dönüşüm karşımızdaki kişiyi olumsuz etkilediği gibi, kötülüğü planlayanı da, yapanı da yıpratır.

Kötülük bazen de sinsice ve iki yüzlülükle, kaba tabiri ile çaktırmadan, satır aralarında yapılmaya çalışılır.  Burada da diğerlerindeki gibi rekabet, aşırı hırs, haset duygularının yanısıra iktidar olma arzuları ile ortaya çıkabilir. Kişinin sahte kendiliği veya iki yüzlülüğü ile ortaya çıkan bu durum kötülüğü yapan için oldukça yorucudur. Özellikle karşı taraf için de çatal, iğneleyici ve değersizleştirici dil ile iletişimlerde saldırganlık duyguları zedeleyicidir.

Kötülüğün iktidar hırsıyla ve rekabetle olan kardeşliği her iki tarafı da yıpratır ancak kötülük kişideki ilkel dürtüleri açığa çıkarırken içerdeki gerçek yaratıcılığı ve verimli geçirilebilecek zamanları da yok edebilir. Bu olumsuz eyleme kişinin iktidar duygularının onaylanması çabası ile birlikte karşı çıkma, ilgi çekme, farklı olma arzuları da eşlik edebilir. Özellikle ilk çocukluk çağındaki eleştirel ve didaktik onaylanmayan iletişimler de olumsuzluğa ve kötülüğe yansıyabilir.

Kötülük yapan kişilerde duygunun olumsuzluğu nedeni ile pek çok rahatsızlıklar/psikosomatik problemler de oluşabilir. Olumsuz olarak kötülük duygusu içinde  gösterilen tepkiler karşı taraf için olduğu kadar kişinin kendisi için de tahripkâr olabilir. Kötülüğün kökeninde baş edilemeyen düşmanlık, zarar vererek sesini duyurma, zarar vererek intikam alma, canını sıkma, acıtma veya daha da gelişmişi canını yakma ve karşı tarafın hayatını tehdit gibi pek çok eylem olabilir. Haset veya sadistik haz ile  yapılan  planlı başkaldırılar da  yanlış tepkiler/eylemleri  şiddetlendirebilir.

Sanal dünyadaki, sosyal medya sitelerindeki videolar, görseller ve bilgisayar oyunları da hem şiddeti hem de kötülüğü öğretip örnek olmaktadır. Özellikle strateji oyunları küçük yaşlardaki çocuklara sanki oyunmuş gibi öfkeyi/şiddeti kötülükle birlikte gösterip öğretmektedir. Dünyada son yirmi yıldır özellikle çocuklar görsel dünyalarında takıntı halinde bu tür oyunlarla yaşıyorlar ve bu oyunlar çocuklar arası iletişimde statü kazandırabiliyor. Ne kadar yaratık veya insan görünümünde figürleri vurursan (hangi seviyedeysen) o kadar üstün, başarılı oluyorsun. Böylece kötülük eylemi başarıya bağlı bir davranış kalıbı oluşturuyor.

Ahlaki açıdan kötülük eylemi eşini/partnerini aldatmak, birilerini kazıklamak, yaptığı işi çalmak, yalanla dolanla insanları zor durumlara sokmak ya da özellikle okullarda çocuğu/ergeni izole edip yalnız bırakmak gibi zorbalıklarla ortaya çıkabiliyor. Bazen de kötülük eylemi veya kötülük düşüncesi olmadan fevri bir tepkiyle, cahillik veya zihinsel kapasitede özellikle önsezi kısmının yetersizliğiyle de gelişebiliyor ama sonuçta karşısındaki canlıya zarar verdiği için olumsuzluk yaşanabiliyor.

Olumsuzluğa uğrayanlar açısından baş etme, direnç gösterme oldukça uzun ve zor bir süreçtir. Kötülükle baş etme, yok sayma, uzak durma veya yüzleşme, mücadele etme tarzında olabilir.  Sanat alanında bir şey yaratmak maruz kaldığımız yaraları sarabilir.

Kötülüğü yapan kişi açısndan baktığımızda sanat, kültür ve dünya ile ilgilenmenin tedavi edici yanları olabilir. Hem kötülüğü yapanı rahatlatabilir ve duygusal yükünü boşaltmasına yardımcı olabilir (katharsis) hem de içgörü kazanarak kötülüğün yerine ona dair duyguları yüceltme (sublimasyon) mekanizmasını kullanarak daha iyi/olumlu eylemlere yöneltebilir ve başkalarıyla da paylaşabilir.

Edebiyat, resim, müzik veya sinema gibi sanat dallarında da kötülüğün yansımalarını görebiliriz. Sanatçının düşünsel ve duygusal boşalımı gibi yansıtılsa da insanlarla paylaşımda sanat, içeriğiyle kötülük öğretmemelidir. Özellikle yaşadığımız çağda pek çok filmde, romanda veya resimde  sanatçının yansıttıkları bizleri etkilemektedir.

Postmodern çağda kötülük artarken aktüel ve kültürel etkinliklerle uğraşmak, en azından ilgilenmek geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayabilir. Kötülükten kurtulmak, sosyal çevremizdekilere iyi ve olumlu yaklaşmak geleceğe dair umut beslememizle olabilir. Çevremizdeki kültüre/sanata dair olayları merak etmek,  arzulamak, yaratmak veya üretmek bizi olumsuz duygulardan arındırabilir.

Füsun Aygölü

Yukarı